Türkiye'de Bal Üretimi
Türkiye'nin fiziki yapısına baktığımızda dünyada az görülür
bir coğrafya ile karşılaşmaktayız. Türkiye irili ufaklı sıradağlar, sarp ve
ulaşılması zor bir doğa yapısına sahiptir. Bu coğrafya İç Anadolu'dan doğuya
gittikçe daha karmaşık bir hal almaktadır. Bu coğrafyada ulaşım zorlukları,
iklim şartları ve bitki çeşitliliği bütün dünyayı kıskandıracak şekilde
arıcılık için önem kazanmaktadır. Bitki çeşitliliği demek çiçek çeşitliliği
demektir. Dağ ve yaylalarda ise el değmemiş bakir bir bitki örtüsü vardır.
Buralarda kimyasal ilaç kullanılmamakta, endüstriyel bitkiler ekilmemekte,
araçların gidemediği yere arılar gitmektedir. Buralara arılarını götüren
arıcıların binlerce çeşit çiçekten elde ettikleri balların tadı, rengi, kokusu,
aroması, şifa değerleri ile ayırt edici özelliklere sahiptir. Türkiye'nin
coğrafik yapısı ve flora zenginliği, gezginci arıcılık yapılmasına
elverişlidir. 30-40 yıl öncesine kadar çoğunlukla ilkel kovanlarla üretim
yapılmaktayken, son 20 yıl içinde modern kovan kullanımına hız verilmiştir.
Ancak, ilkel kovanlarla üretilen balın ülkemizde belirli bir kesim tarafından
tercih edilmesi, bu üretimin tüketici isteklerine bağlı olarak sürdürüleceğini
göstermektedir.
Türkiye'de 56 bin profesyonel arıcı, 5.9 milyon arı kovanı
bulunmaktadır. Yılda 83 bin ton bal üretimi yapılmaktadır. Koloni sayısı
bakımından Çin'den sonra dünyada ikinci sırada olmamıza rağmen bal üretimi
bakımından dördüncü sırada bulunmaktadır. Yaklaşık 16 kg/koloni bal verimi ile
dünya sıralamasında gerilere düşmektedir. Bal veren bitkilerin yüzde 72'sinin
ana vatanı, arı ırklarının yüzde 22'sinin gen merkezi de Anadolu'dur.
Dünya Ticaretinde Balın Yeri
Yirminci yüzyılın ortalarından başlayarak çerçeveli kovan
kullanımının yaygınlaşması, çağdaş arıcılık tekniklerinin benimsenerek
uygulanması ve dünyada değişen ekonomik anlayışlar sonucu hem koloni sayıları
hem de bal üretimi 1980'li yıllara kadar sürekli artmıştır. Seksenli yıllardan
sonra bal üretiminde önde gelen ülkelerden Çin başta olmak üzere ABD, Arjantin
ve Meksika'da koloni sayılarının azalması ya da sabit kalmasına karşın bal
üretim miktarları giderek artmıştır. Seksenli yıllara kadar talebin arkasında
seyreden bal dış satımı 20 yılda küçük dalgalanmalarla birlikte giderek artarak
211 bin tondan 405 bin tona çıkmıştır. Anılan yıllarda üretilen balın ¼' ü
uluslararası pazara sunulurken son birkaç yılda bu oran 1/3'e yükselmiştir. Bu
süreçte Çin, Arjantin, Meksika, Türkiye gibi başlıca bal üreticisi ülkelerin
dış satımı da üç kat artarak 100 bin tondan 300 bin tona yaklaşmıştır. Buna
karşın ortalama dış satım fiyatları bal arzının büyük ölçüde düştüğü yıllar
dışında 0.80-1.40 $ arasında değişmiştir. 2003 yılında 375 000 ton bal ortalama
1.17 $ fiyatla 441 milyon ABD dolara satılmıştır. Bal dış satımının % 60'ını
gerçekleştiren Çin, Arjantin ve Meksika'nın bu değerden aldığı pay %47'dir. Arı
ürünleri dış alımcısı ülkeler Avrupa Birliği ülkeleri ve diğer ülkeler olmak
üzere iki grupta toplanabilir. AB ülkeleri 1998-2002 yılları arasında her yıl
150-160 bin ton bal dış alımı yapmışlardır. Birlik içinde en büyük alıcılar ise
başta Almanya olmak üzere İngiltere, Fransa ve İtalya'dır. AB ülkeleri dışında
dış alımcı ülkelerden en önemli ikisi ABD ( 90 bin ton ) ve Japonya ( 40 bin
ton )'dır. AB ve bu iki ülke toplam dış alımın ¾'ünü gerçekleştirmektedirler.
Dış alımdaki payı % 40'a ulaşan AB ülkelerinde kişi başına yıllık bal tüketimi
0.7 kg'dır. AB' de son 5 yılda hem üretim miktarlarında hem de dış alımda
yükselmeler olmuştur. Balın % 80'i sofralık % 20'si başta fırıncılık olmak üzere
gıda sanayinde kullanılmaktadır. Birliğe dışsatım yapan ülkeler sırasıyla; Çin
( % 29), Arjantin (% 11), Meksika ( %
10) ve Türkiye ( % 8)'dir.
Ref.kaynak : samsuntarim.gov.tr
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder