1 Şubat 2013 Cuma

Türkiye'de bal üretimi, dünya ticaretinde balın yeri, Türkiye'de bal pazarı


Türkiye'de Bal Üretimi

Türkiye'nin fiziki yapısına baktığımızda dünyada az görülür bir coğrafya ile karşılaşmaktayız. Türkiye irili ufaklı sıradağlar, sarp ve ulaşılması zor bir doğa yapısına sahiptir. Bu coğrafya İç Anadolu'dan doğuya gittikçe daha karmaşık bir hal almaktadır. Bu coğrafyada ulaşım zorlukları, iklim şartları ve bitki çeşitliliği bütün dünyayı kıskandıracak şekilde arıcılık için önem kazanmaktadır. Bitki çeşitliliği demek çiçek çeşitliliği demektir. Dağ ve yaylalarda ise el değmemiş bakir bir bitki örtüsü vardır. Buralarda kimyasal ilaç kullanılmamakta, endüstriyel bitkiler ekilmemekte, araçların gidemediği yere arılar gitmektedir. Buralara arılarını götüren arıcıların binlerce çeşit çiçekten elde ettikleri balların tadı, rengi, kokusu, aroması, şifa değerleri ile ayırt edici özelliklere sahiptir. Türkiye'nin coğrafik yapısı ve flora zenginliği, gezginci arıcılık yapılmasına elverişlidir. 30-40 yıl öncesine kadar çoğunlukla ilkel kovanlarla üretim yapılmaktayken, son 20 yıl içinde modern kovan kullanımına hız verilmiştir. Ancak, ilkel kovanlarla üretilen balın ülkemizde belirli bir kesim tarafından tercih edilmesi, bu üretimin tüketici isteklerine bağlı olarak sürdürüleceğini göstermektedir.
Türkiye'de 56 bin profesyonel arıcı, 5.9 milyon arı kovanı bulunmaktadır. Yılda 83 bin ton bal üretimi yapılmaktadır. Koloni sayısı bakımından Çin'den sonra dünyada ikinci sırada olmamıza rağmen bal üretimi bakımından dördüncü sırada bulunmaktadır. Yaklaşık 16 kg/koloni bal verimi ile dünya sıralamasında gerilere düşmektedir. Bal veren bitkilerin yüzde 72'sinin ana vatanı, arı ırklarının yüzde 22'sinin gen merkezi de Anadolu'dur.

Dünya Ticaretinde Balın Yeri

Yirminci yüzyılın ortalarından başlayarak çerçeveli kovan kullanımının yaygınlaşması, çağdaş arıcılık tekniklerinin benimsenerek uygulanması ve dünyada değişen ekonomik anlayışlar sonucu hem koloni sayıları hem de bal üretimi 1980'li yıllara kadar sürekli artmıştır. Seksenli yıllardan sonra bal üretiminde önde gelen ülkelerden Çin başta olmak üzere ABD, Arjantin ve Meksika'da koloni sayılarının azalması ya da sabit kalmasına karşın bal üretim miktarları giderek artmıştır. Seksenli yıllara kadar talebin arkasında seyreden bal dış satımı 20 yılda küçük dalgalanmalarla birlikte giderek artarak 211 bin tondan 405 bin tona çıkmıştır. Anılan yıllarda üretilen balın ¼' ü uluslararası pazara sunulurken son birkaç yılda bu oran 1/3'e yükselmiştir. Bu süreçte Çin, Arjantin, Meksika, Türkiye gibi başlıca bal üreticisi ülkelerin dış satımı da üç kat artarak 100 bin tondan 300 bin tona yaklaşmıştır. Buna karşın ortalama dış satım fiyatları bal arzının büyük ölçüde düştüğü yıllar dışında 0.80-1.40 $ arasında değişmiştir. 2003 yılında 375 000 ton bal ortalama 1.17 $ fiyatla 441 milyon ABD dolara satılmıştır. Bal dış satımının % 60'ını gerçekleştiren Çin, Arjantin ve Meksika'nın bu değerden aldığı pay %47'dir. Arı ürünleri dış alımcısı ülkeler Avrupa Birliği ülkeleri ve diğer ülkeler olmak üzere iki grupta toplanabilir. AB ülkeleri 1998-2002 yılları arasında her yıl 150-160 bin ton bal dış alımı yapmışlardır. Birlik içinde en büyük alıcılar ise başta Almanya olmak üzere İngiltere, Fransa ve İtalya'dır. AB ülkeleri dışında dış alımcı ülkelerden en önemli ikisi ABD ( 90 bin ton ) ve Japonya ( 40 bin ton )'dır. AB ve bu iki ülke toplam dış alımın ¾'ünü gerçekleştirmektedirler. Dış alımdaki payı % 40'a ulaşan AB ülkelerinde kişi başına yıllık bal tüketimi 0.7 kg'dır. AB' de son 5 yılda hem üretim miktarlarında hem de dış alımda yükselmeler olmuştur. Balın % 80'i sofralık % 20'si başta fırıncılık olmak üzere gıda sanayinde kullanılmaktadır. Birliğe dışsatım yapan ülkeler sırasıyla; Çin ( % 29), Arjantin (%  11), Meksika ( % 10) ve Türkiye ( % 8)'dir.

 

Ref.kaynak : samsuntarim.gov.tr

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder