Akasya ağacı Türkiye'ye 1850
tarihinde gelmiş ve ilk geldiği yer de Ege bölgesi olmuştur. O yıllarda
akasyaya karşı alaka gösterilmemiş olmasından çoğalamamıştır. Bursa Ziraat
Mektebi ile İstanbul Halkalı Ziraat Mekteplerinin açıldığı yıldan sonraki senelerde
mektep idaresinin Avrupa'dan getirttiği diğer ağaç tohumları ile birlikte
akasya tohumları da getirilmiş ve o tarihten sonra Bursa ve İstanbul bölgesinde
çoğalmasına ve daha sonraları da İzmir, Adana, Edirne, Erzincan, Çorum, Konya,
Kastamonu illerimizde açılan ziraat okulları ile bu ağacın çoğalmasına yardım
edilmiş. Cumhuriyet ile birlikte yol kenarlarına, okul bahçelerine, kışlalara
ve tren yolu kenarlarına dikimleri yapılmıştır. Bu nedenle bu türe ülkemizde
Cumhuriyet ağacı da denilmektedir (Kayacık 1966). Zaman geçtikçe tohumu ve
fidanı vilayetten kazalara hatta köylere varıncaya kadar az miktarda dağıtılmış
yayılmış ve çoğaltılmıştır.
Büyük Önder Atatürk, Anadolu'nun
büyük inkılabı ile birlik yarattığı milli yenilikler arasında, bir de ziraat
inkılabı bulunmaktadır.1916 Yılında Belgrat Ormanında kurulan ilk Orman
Fidanlığımızdan Ankara'ya ulu önderimiz Atatürk'ün buyrukları ile kurulan Gazi
Orman Çiftliği'ne dikilmek üzere binlerce Akasya fidanının gönderildiği
bilinmektedir (Yaltırık 1991 ). Bu tür ile 1940'lı yıllarda köy baltalıkları
oluşturulmaya çalışılmışsa da önemli sonuçlar alınamamıştır (Kayacık 1975).
îkinci Dünya Savaşı yıllarında maden direği amaçlı Akasya meşcereleri tesisi
için çalışmalar yapılmışsa da yine günümüze gerekli bilgiler ulaşamamıştır
(Turan 1982).
Toprağının iyi olmamasından bu kısır
yerlerde ilk olacak ve yetişecek akasyadır denmiş ve ilk defa akasya ağacı
fidanlarının dikilişine başlanmıştır. Ülkemizde Orman Fidanlıklarımızda 1989
yılında 34.711.000, 1990 da 35.347.000, 1991 de 25.543.000, 1992 de 14.231.000,
1993 de 6.161.000 ve 1994 de de 7.546.00 adet Akasya fidanı üretilmiştir (AGM
1995).
Bugün Ankara'da Orman Çiftliğinde
akasya ağacı ile yapılan geniş yeşillik gözle görülmeyecek derecede geniş ve
gören gözlere şenlik vermektedir. Akasyalar cinsinin 700 kadar türü vardır.
Akdeniz çevresi ülkelerde ve yurdumuzda da yetiştirilmektedir. Kuru ve fakir
topraklarda yetişebilmektedir. Bazı türlerinin meyvelerinden, kabuk ve öz
odunlarından tanen ve zamk elde edilmektedir. Büyümeleri çabuktur. Kıyı
ağaçlamalarında ve özellikle kumulların durdurulmasında faydalanılmaktadır.
Genel olarak donlara karşı duyguludur. Rüzgara karşı muhafazalı yerleri
seçerler.
Referans kaynaklar:
1. Gökmen,Halil.,Kapalı Tohumlular,Orman Genel
Müdürlüğü Yayınları,Ankara:1990,
s 485-88.
2. Öğütçü,Mahir.,Faydalı Ağaçlardan Akasya
Ağacı,Kastamonu İl Basımevi, Kastamonu:1935, s 1-21
3. Kayacık, Hayrettin., Orman ve Park
Ağaçlarının Özel Sistematiği, İstanbul Üniversitesi Yayınları, İstanbul:1982, s
62-6
4. Ana Britanica, Ana Yayıncılık, İstanbul:
1986, Cilt 1, s 248
5. Temel Britanica, Ana Yayıncılık, İstanbul:
1992, Cilt 1, s 105.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder