Kraliçe arı olarak
da anılan ana arının en önemli görevi yumurtlamaktır. Ana arı kovandaki bütün
birimlerin anası ve gerçek dişisidir. Döllenmiş yumurtadan çıkan ve diploid
olan ana arı kovandaki arıların en irisidir. İşçi ve erkek arılardan uzun fakat
erkek arıdan daha dardır. Diğer arılardan daha koyu renklidir. Kanatları boyuna
göre biraz kısadır, vücudunu örtemez, karın kısmı uzundur ve yumurtlama
mevsiminde daha da uzar. Arka ayaklarında polen sepeti bulunmaz. Eğri bir
iğnesi vardır, insanları genellikle sokmaz, iğnesini rakip ana arılar için
kullanır. Mum salgı bezleri yoktur. Yavruları besleyemez ve kendisi için besin
hazırlayamaz, genç işçi arılar tarafından beslenir ve korunur. Gece gündüz
özenle bakılır ve özel arı sütü verilir. Ana arının vücut uzunluğu 18-20 mm
kadardır.
Kovan içerisinde
iyi bir işbirliği vardır. Bu düzenin sağlanmasında ana arının rolü büyüktür.
Ana arı ağız çevresindeki bezlerden bazı kokular salgılamaktadır, bunlara
feromon adı veriyoruz. Bu feromonlardan 9-oxodec 2-enoic asid ve 9-hydroxodec
2-enoic asid “cinsel feromonlar” veya “toplanma feromonları” adıyla anılır. Bu
feromonlar; işçi arıları cezbederek arı ailesini bir arada tutar, erkek arıyı
cezbederek çiftleşmenin gerçekleşmesini sağlar, işçi arıların yeni ana arı veya
yüksük üretmelerine engel olur, herhangi bir işçi arının yumurtlamasını
engeller, kovana girebilecek yabancı arıların tanınmasını sağlar.
Ana arı çerçeve
üzerinde ağır hareket eder fakat gerekirse hızlı da yürüyebilir. Yumurta
bırakacağı gözler işçi arılar tarafından temizlenmiş ve cilalanmış olmalıdır.
Ana arı yumurtlamadan önce başını petek gözüne sokar, gözün temiz olup
olmadığını, yumurta bulunup bulunmadığını kontrol eder daha sonra karın kısmını
petek gözüne sokarak 9-12 saniye içerisinde yumurtlar. Ana arı genellikle
ortadaki peteklerin orta kısımlarına ve genellikle geceleri yumurtlar. İlkbahar
ve yaz mevsiminde devamlı yumurtlar, yavru çıkarılması ve yumurta
geliştirilmesi işleriyle uğraşmaz.
Yumurtalar petek
gözlerine normal olarak birer tane konulur. 0.1 mm kalınlığında ve 1.5 mm
boyunda sosis ya da beyaz iplik parçası şeklindedir. İlk gün dik, 2. gün biraz
yatık ve 3. gün tamamen yatık durumdadır. İlk 3 gün arı sütü ile beslenir. Ana
arı olacak yumurtalar 8. güne kadar arı sütüyle beslenmeye devam edilir.
Yeterli arı sütü ile doldurulduktan sonra göz kapatılır. 16. günde ana arı
çıkar.
Bir kovanda,
kaybolan ana arı yerine yenisini üretmek, mevcut ana arıyı değiştirmek veya
oğul elde etmek amacıyla ana arı yetiştirilir. Yeni çıkan ana arı önceleri ilgi
görmez, hizmet kadrosu oluşuncaya kadar kendi kendine 3-4 gün bal yiyerek
beslenir. Bu durumda ana arının karnı çekik ve kısa, kendisi küçüktür. Gözden
çıkışını takip eden 3-5 gün içerisinde uçma talimlerine başlar, bu uçuşlar
10-30 dk sürer. Daha sonra çiftleşme uçuşuna çıkar.
Genç ana arılar
hayatları boyunca sadece bir dönem çiftleşirler. Bu dönem 24 güne kadar
uzayabilir. Gerçekte ana arıdaki çiftleşme arzusu 12-13. günden sonra azalır.
Normal olarak 20. güne kadar çiftleşmeyen ana arılar damızlıkta
kullanılmamalıdır. Genç ana arılar kovan dışında ve uçarken çiftleşirler,
çiftleşme uçuşu 12-17 saatleri arasında olmakla birlikte genellikle saat 14-16
arasında yapılır. Bir çiftleşme süresi 5-30 dk sürer. Hava sıcaklığı 20 °C’nin
üzerinde ve rüzgarsız olmalıdır. Çiftleşmek için bazen 16 km kadar yol
aldıkları gözlenmiştir. Ana arılar genellikle iki kez çiftleşmektedirler. Ana
arı çiftleşme döneminde 3-4 hatta 7-10 erkek arı ile çiftleşebilir.
Çiftleşmeler genellikle birbirini izleyen günlerde olmaktadır. Fakat aynı gün
içinde farklı saatlerde de yapılabilir. Çiftleşmeden sonra ana arının arkasında
görülen erkeklik organı çiftleşmenin başarılı olduğuna işarettir. Kovana geri
gelen ana arının çiftleşip çiftleşmediğini ana arının arkasındaki erkeklik
organından anlayan işçi arılar ana arıyı hemen kabul ederler ve özel bir özen
gösterirler.
Çiftleşmeden sonra
spermanın spermatekaya ulaşması için geçen zaman ortalama 24 saattir.
Çiftleşmesini tamamlayan ana arı 2-4 gün içinde yumurtlamaya başlar. Bu süre
1-8 gün arasında da değişebilir. Bir çiftleşmede sperma torbasına düşen sperma
3-4 yıl boyunca üretilecek yumurtaları döllemeye yeterlidir. Yeterli sperma
depolayamayan ana arı 2. kez çiftleşmeye çıkmaktadır, ancak ana arı
yumurtlamaya başladıktan sonra genellikle başka bir çiftleşme uçuşuna
çıkmamaktadır. Ana arı 5-6 yaşına kadar yaşar, ancak 3 yaşına gelmiş bir ana
arının sperma kesesindeki spermatozoitler azalacağı için dölsüz yumurta
bırakmaya başlar ve dölsüz yumurtalardan erkek arılar çıkar. Sonuç olarak
tüketici erkek arıların artması ve üretici işçi arıların azalması sonucu bal
verimi düşer, işçi arı üretilmediği için kovan zayıflar, zayıf kovanlar
kendilerini arı zararlıları ve hastalıklarına karşı koruyamaz, hastalıkların ve
zararlıların diğer kovanlara bulaşmasına ve yağmacılığa neden olur, hatta ölür.
Bu nedenle kovanın ana arısı 2 yılda bir değiştirilmeli yani
gençleştirilmelidir. Kovanların sicil defterlerinin tutulması ana yaşını
belirlemede en güvenilir yoldur. Ancak sicil defteri tutulmayan işletmelerde
ana arının yaşını pratik olarak belirleyebilmek de mümkündür. Yaşlı ana
arıların göğsündeki ve bilhassa sırtındaki kıllar dökülmüş, karnı sarkmış,
hantallaşmış ve kanat uçları pürtükleşmiş olur. Petekler incelenerek de ana
arının yaşı hakkında hüküm verilebilir. Yumurtalar peteklere gelişi güzel
dağıtılmış veya bırakılmışsa, bir gözde birden fazla yumurta varsa, yavrulu
gözlerden erkek arılar çıkıyorsa, yeterli miktarda işçi arı yumurtası
bulunmuyorsa ana arı yaşlanmaya başlamıştır. Kovanın oğul çıkarmaya teşebbüs
etmesi de ana arının yaşlanmasından kaynaklanabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder